Ali Akar / ‘’…Rabbim Beni Rahmetin Sayesinde Tertemiz Kullarının Arasına Kat’’
K ur’an sıralamasında Neml Suresi Şuara Suresinden sonra gelmektedir. Ve Şuara Suresi biterken bizi şairlerin gezdiği vadilere götürür. Yeryüzünde yaşayan insanoğlu imtihan ortamında görüldü görüleli bir zikr ,gündem savaşı içine düşmüştür .Allah’ın zikri ,gündemi ve O’nu seslendiren resuller… Şeytan zikri ,gündemi ve onu dillendiren şairler, sihirbazlar, bilim adamları vd. Şeytan vahyiyle, vesvesesiyle, seslenişleri ve fısıltılarıyla onlara ,o yalancı, günahkar düzenbazlara iner.. Onlar genellikle memleketleri yönetenlerdir ve halkı aldatmak için sanatçıları kullanırlar. Onlarda yaşamadıkları hayatı, inanmadıkları fikirleri, bilmedikleri dünyayı anlatırlar. Ku’ran bize onların her bir vadide başıboş dolaştıklarını söylemektedir.
Vadi kavramı Kuranda sanki bu iki cepheyi ifade etmekte…Özellikle Musa (a)’a vahyin ilk defa verildiği ve ‘beyaz el’ ve ‘’asa’’ mucizelerinin tanıtıldığı mübarek Tuva vadisi ,İbrahim peygamberin eşi Hacer ve oğlu İsmail’i yerleştirdiği Mekke vadisi gündemini Allah’la belirleyenlere örnektir .Şairlerin ve Ad kavminin vadisi ise Şeytanla şereflenenlere…
Fakat Neml Suresinde karşımıza bir vadi daha çıkıyor .Allah’ın adı ve dinini yüce tutmak için sefere çıkmış bir peygamber Süleyman (a)’a hamd etmeyi hatırlatan karıncanın vadisi ilk vadilere bir örnektir. Suremiz Kur’an’ı bize hatırlatarak başlıyor.. Evet Kur’an müminler için bir yol gösterici ve müjdedir. O müminler namaz kılar , böylece bedenine ait ihtiyaç ve sorumluluklarını Allah’ ın istediği gibi belirler .Zekat verir ,ekonomik ve toplumsal ihtiyaç ve sorumluluklarını yine Allah’ ın dediği gibi ayarlar.Bir de yaşanılan bu dünyanın mutlaka bir hesabı olduğunu, ahir günde hesaba çekecek olanı hesaba katarak yaşamak gerektiğini bilirler .İşte onlar için yol tarifleri , dünya ve ahiretin mutluluk reçeteleri bu kitapdadır.
Böylesi müminlere örnekler tanıtılıyor suremizde.İlk olarak Musa( a) ve O’na verilen mucizeler, ilk vahyin sözleri anlatılıyor bize….Sonrasında Davut ve Süleyman peygamberler…Onlar kendilerine verilen nimetlere hamd etmekteler.Öyleyse kulluk şükürle başlar bilmeliyiz.
Süleyman(a)’ın kıssası ayrıntılı anlatılıyor surede.. Onun halkına yaptığı ilk konuşma muhteşem .Kendine verilen nimetleri dile getiriyor. Bilirsiniz nimetleri dillendirme şükrün ilk ifadesidir; bununla birlikte bir idareci için bu sorumlulukların belirlenmesidir. Ardından da cihad yolunda görüyoruz O’nu ….Kuşlardan, cinlerden ve insanlardan oluşan ordusunu sevk etmiş. Allah’ın adı ve dini en yüce tutulsun diye…Fakat bir vadiye gelirler;karıncalar vadisine.Onların hedefi ve muhatabı olmayan varlıklar. Oysa onlarda Rahmanın kulları onlar da ,tesbih eder ve O’na boyun eğmiş…
Karınca halkına sesleniyor’’evlerinize girin !Bu gelenler kendilerinden başka dünyaların olduğunun farkında olmayan insanoğludur,sizi bilmeden ezmesinler.’’Fakat karıncanın da bilmediği bir şey var .Bu gelen dünya krallarından birisi değil vahyin temsilcisi Süleyman’dır ve O Allah’ın kendisine bildirmesiyle karıncanın sözlerini anlamıştır.Rabbinin bu nimetine hamd ediyor ve karıncanın konuşmalarına tebessüm ediyor.Bir benzerini Ahkaf Suresi 15.ayette kırk yaşına giren adamın yapacağı bir dua olarak gördüğümüz duayı yapıyor.
‘’Ey Rabbim gönlüme öyle duygular ilham et ki,bana ve ana- babama bahşettiğin nimetler için sana şükreden bir kul olayım ve daima senin hoşnut olacağın güzel ve yaralı işler yapayım.Rabbim beni rahmetin sayesinde tertemiz kullarının arasına kat’’(Neml Suresi; 19)
Hz.Süleyman ve hüdhüd arasında da böylesi bir kounşma geçiyor.Hüdhüd kuşu Süleyman’a; ‘’ben senin bilmediklerini biliyorum’’diyor ve Sebe kavmiyle alakalı bilgi veriyor.Biz anlıyoruz ki her bilen üzerinde bir bilen vardır.En bilen,mutlak bilen ,bilgiyi kendisinden alacağımız varlığın Allah olduğunu bir kez daha anlıyor ve iman ediyoruz.
Kur’an bize Melike’nin yönettiği Sebe kavmini tanıtıyor.Güneşe tapan bir toplum,şeytan onlara bu amellerini güzel göstermiş.Sapmışlar ve yolu bulamıyorlar.Güçlü bir iktidarları,oturmuş bir devlet gelenekleri var.İhtişamlı hayatları onları kibre ,büyüklenmeye sevk etmiş,güç akıllarını örtmüş…Sadece kraliçeleri Belkıs bu tuzağa düşmemiş fakat O da hayatı mal ve paraya göre değerlendirmekte… Namus,şeref,ahlak,sevgi,vefa kaç lira eder?Ölçü para olabilir mi? Ancak O da Süleyman’la olan ilişkisi sayesinde vahiyle tanıştı.Değerler sistemi vahye göre şekillendi. Peygamberle yol arkadaşlığı yapan cennete doğru evrilir.Günbegün sapkınlıklardan,yanlışlardan kurtulur doğru yolu bulur .Belkıs da bunu yaşadı ve Süleyman’la köşke girerken Alemlerin Rabbine teslim oldu.
Suremiz son bölümde bizim içinde yolu şöyle çizdi. ‘’Her kim de O’nun huzuruna bir iyilikle gelirse ,ona bundan daha iyi bir karşılık vardır; üstelik onlar o dehşetli günün korkusundan uzak, güven içinde olacaklardır .Ve kim de O’nun huzuruna kötülüklerle gelirse ,onlarda yüzüstü cehenneme atılacaklardır.Yaptıklarınızdan başkasının mı cezasını çekiyorsunuz’ denilecektir.(Neml Suresi; 89 ,90)