Ali Bektaş – Hazret-i Zahit İçün Şathıyyedür
Ne kafirem ne mü’minem, bilemedim ben nidüğüm
Fısk ehlince söylenür kim; müslimînden az güdüğüm
Bir gönlüm var pek yabuzdur, tenha yerdür, ıpıssuzdur
Gice güni hep kabuzdur, fayda etmedi hedüğüm
Ben üfledüm canı bana, geldim girdim işbu dona
İsrafilden dem vurana, yaman dillüdür düdüğüm
Ezel çarşısında benden, senet aldı o bezirgen
Kaç ömürdür ödeyemen, bilmen ne halttur yedüğüm
Turşu kurdum muşmulan ben, kırdım döktüm hışmılan ben
Ne vurursun taş mı lan ben, vay geçmişine koduğum
Ellere ver sen ellere, beni düşürüp dillere
Savur külümü yellere, hoş meltemsen a sevdüğüm
Bayram eder zebaniler, toy düğün gulyabâniler
Yer ü gökler hırpânîler, haber verürken öldüğüm
Rahmet etmeyicek rahim azap olur bana sehim
Tutuşup canıma cahim zevk oluptur köyündüğüm
Arşta ulu rahman neçe, peri melek insan kaça
Döküp gözüm inci saça, sahteliktendir güldüğüm
Eyâ sen kendini sırla, övülcek yerde kusurla
Gah usır’la gah yusır’la hak hazrettir öykündüğüm.