Ertuğrul Rast – Kentte Yerçekimi
hiçkimseden hiçyere gitmesini dilemek gibi
hiçten içe inilen son birkaç basamak
merdivenleri kemiren sonsuz kurular
yağmurda yediğim çiğ et, bavulumun hatrına
göçebe sevdiğim adımlar ve etkiler
işte burası kaçakkent
yani baykuş gözünden bakmak
kelimeden, cümleden, unutuştan ötedeymiş
bu çoğul sokak, ortaçgil dinlediğim kaldırım
veya bir parça merdiven
işleri ağırdan alan kaplumbağa
ağaçtan sıfat koparıyor
merdivende olmadığım her an
banklardan film şeridi geçiyor
heidi anlat bana pollyannayı
ve biraz da merdivenleri
bu politik dokunuşlar, birbirimizden
veya bir silah kente dair
veya içine çok keskin testere
imza peşinde koşan heidi, söylesen
içimden geçmiş şantiye ne zaman biter?
merak etmem
bir gün sorular da ölür, merdivenler de.
aslında ben
herkesten kaçtım bu, yerçekimi hariç!