Ertuğrul Rast – Ortadakarışık – 3
DergilerdenNot
DergilerdenNot bölümünde dergilerden çokça alıntı yapmaya çalışıyoruz, bunu özellikle yapıyoruz, dergilerde tek bir alıntı bile yapılmadan çıkan “kitap/yazar övme” yazılarınadır inadımız. Konuklarımız: B Planı ve Sompla Ka.
B Planı Sayı:3
B Planı’nın 3. sayısı Salim Nacar’ın “Sirkülasyon Bulutları” adlı uzun şiiriyle açılıyor. Nacar, uzun şiirde ısrar ettiğini her daim gösteren bir şair, ilk kitabı “Aralık”ta da bunu görebiliyoruz. Şiirde birçok etkili dize var, örnek verirsek: “alnımızda tartılabilir bir tanrı olabilmeli biraz / sonra taşlarız nasıl olsa, bu bizim kalbimizin devamlılığıdır.” ve “evcil hayvanlara lakap takmayınız! – / çünkü biraz daha anlaşılmaktır her ad”. Nacar’ın bir diğer özelliği de dergiciliği, “Başkalarının Hayatı”ndan sonra çıkardığı “B Planı” da ilgiyi hak ediyor. Sayfayı çeviriyoruz ve Murat Çelik’in sıkı bir şiiriyle karşılaşıyoruz. “Dağı İnmek” için “postmodern halk şiiri” diyebiliriz rahatlıkla. Şiirde “fiil i yet, sigaret, orucumacuma, tilkişi” gibi şık kelime oyunları var. Çelik’i dikkatle izleyenler şairin bugünlerde 2 farklı dosya üzerinde çalıştığını rahatlıkla görecektir. Birincisi “postmodern halk şiirleri” diyebileceğimiz dosyası, ikincisi ise “deneysel düzyazı şiirler”den oluşan dosya. Çelik, iki dosyada da yeni bir dil arayışında ısrarlı. Rıfat Eroğlu, “abdi ibrahim”e yazdığı şiirini şöyle bitiriyor: “hastane önünde incir ağacının / bile muadili var”. Salim Nacar’ın “sanatta tanrı fikrinin kısa tarihi” alt başlıklı metninde geçen “(Octavia) Paz’a göre şiirin kısalması tanrının ve dolayısıyla kahramanın şiirden çıkarılması sebebiyledir.” fikrine bakalım. “Klasik epik şiir”in öldüğü birçok kuramcı tarafından iddia ediliyor, işin bir de “modern epik şiir” kısmı var, konuyla ilgili olarak Franco Moretti’nin Agora Kitaplığı’ndan çıkan “Modern Epik” kitabını ilgililere önerelim. Gökdemir İhsan’la yapılan söyleşiyi keyifle okuduk, sorular iyi hazırlanmış ve İhsan da samimi cevaplar vermiş, bu söyleşiyle beraber önemli bir konu gündeme geliyor: “din ve sanat ilişkisi”. Açıkçası bu konunun önümüzdeki süreçte tartışılmasını istiyoruz edebiyat dergilerinde… Çeviri konusunda da ciddi işler yapan isimlere sahip B Planı: K. Özkan Dağ ve Mustafa Burak Sezer. Kendilerini tebrik ediyoruz, bu önemli çalışmalarından dolayı.
Sompla Ka Sayı:1
Sompla Ka, Murat Çelik yönetiminde “düzce’nin ilk, tek ve son şiirşeysi” alt başlığıyla ilk sayısında, modern şiiri takip eden içeriğiyle hayatımızdaki yerini aldı. Duyanlar duymayanlara duyursun ki uzun ömürlü olsun Sompla Ka, sonplaka değil. İlk sayıdaki isimler şöyle: Ergun Tavlan, Ali Uyarol, Murat Çelik, Ümit Erdem, Eyüp Tosun, Ertuğrul Rast, Salim Nacar, karacamurat, Muhammet Özmen, Mesut Zamburkan, Mehmet Can Akdağ ve Emre Gürkan Kanmaz. AliUyarol’un yazısı sıkı eleştiriler getiriyor günümüz şiir ortamına, şiirine dair. “İroni” başlıklı kısmı aynen burada alıntılamak istiyoruz, önemine binaen: “Günümüz şiiri, evet şiir günümüz olmuş, dizeden kelimeye, kelimeden harfe dayana dayana dizini kırıp dizeye tekrar geri dönmüş gibi görünmektedir. Çoklu şiir ortamlarının varlığı elbette daha iyi olurdu. Ama artık bazı ortak duyum alanları, etkilenme endişesizlikleri, herkesin sırtını sürdüğü, sürmek zorunda hissettiği bazı kavramlar var. Bu kavramlardan en çok süründürülen de kuşkusuz ironidir. İroni, mizahla dirsek temasını koruyamamış, adeta iç içe geçmiş gibi görünmektedir; temelinde yer alan acı sarsılmış ve zayıflamıştır. Bu tutum şiirde komiğe düşen ifadelere rastlamamıza ve şiirin, gündeliğin/güncelin hafif, bayağı repliklerine sığınmasına neden olmuştur. Üstelik yazılanların bilinçli bir yapay – klişeyle sunulması da normal olarak algılanmaktadır. ( Kitch gelmesin akla.) İroni metnini hazır’dan, yapılmış olan’dan kotaran şair, alt yapı sorunuyla karşı karşıyadır. Şair hissetmez, okuyucu hissetmez, yazılanlar pekala şiirdir. Ama yazılanlar ironi değildir. (İroni için faydalı olabilirler: Soren Kierkegaard, Richard Rorty, Oğuz Atay)”
KitapŞiir
KitapŞiir bölümünde özellikle yeni çıkan şiir kitaplarına yer veriyoruz. Bu sayıda konuklarımız: Rahmetli şair Muzaffer Tayyip Uslu ve Hayriye Ünal … Uslu’yu saygıyla anıyoruz, Ünal 5. şiir kitabıyla yola devam diyor, kendisine başarılar diliyoruz. İyi (ki) dizeler var:
Şimdilik – Muzaffer Tayyip Uslu – YKY
“Çiçekçi kız / Sen sattığın çiçeklerden / Daha güzelsin / İnan bu sözüme”
“Denizle deniz olduğum saatler vardır”
“Oh, ne güzel erik ağacı / Anlatmak için derdini / Muhtaç değilsin kelimelerin yardımına / Biz zavallı / Zavallı insanlar gibi”
“Ulan pencere / Sen ne utanmaz şeysin / Karşı evde oturan / Sarışın kızdan bana ne”
Şimdi Aşk Ebediyyen Değişir – Hayriye Ünal – Pan Yayıncılık
“hiçbir şey sonsuza kadar sürmesin – rica ederim”
“sense ömrünce her yerde / beni ikiye bölmenden tanınabilirsin / beni küçültür mü senin arzunu ifşa edişin”
“çarşı boydan boya, pazarları din bir şemsiye / gibi açılır / odam hava almazdı”
“nil timsahı diye bir hayvan yok üzgünüm bebeğim / Nijerya diye bir ülke var, çeyrek finale kalmıştı güzel günlerdi / bir isimdi İbrahim”
“erkektir bir İbrahim / su büyük bir denizdir bu hikayede”
“her balığın bir tanrısı var – biri çekecektir ağdan”
“duruyorum işte karşında yüzüne bakarak, bir yüze bakmanın / ayıbını göğüsleyerek”
ZihinEsmesi
1-erkekler ağlamaz değil, bankalar kaybetmez.
2-adamın iphone 5’i vardı. adam komşusunun adını bilmiyordu.
3-çağrı merkezleri insana kendini bazen çok özel zannettiriyor, burası önemli: “zannettiriyor.”
4-facebook’ta bir ileti gördüm: “cuma namazındayım.” dedim: “emin misin?”
5-geçim derdi yaşayan, hali vakti yerinde olmayan insanların çeşitli başvurular için ihtiyaç duyduğu ve muhtarlıktan alınan “fakirlik belgesi”nin “parayla satılması”: muhteşem bir gündü.