Mürşide Kübra Doğan – İki Durak Arası
Sabahleyin yollara düşmek iyidir. Bilmediğin şeylere yürürsün. Bunu bugün daha iyi anlıyorum. Hayatın çok sıradan gittiğini düşünürken sanki bir dakika sonrasından eminmiş gibi, hep güneş açacak sen yürüyecekmişsin sonra hep aynı yüzleri görecekmişsin de aynı kafeler aynı çarşılar aynı koridor sana dar gelecekmiş gibi, sanki kararlar alıp hiç olmazsa birazını uygulamayı kâr sayacakmış, belirlenmiş şeyler hissedip hiç ağlamayacakmış, başka sesler sözler duymayacakmış gibi, hep güneş batacak ve yine kaldırımlarda sen yürüyecekmişsin gibi… Ah insan ne cahildir hem ne komik. Bilmediği ülkelerin hayalini kurup girmediği okyanusların seyrine dalan… Bu sensin. Çünkü sen filmlere dalmışken kendi kitabını açmıyorsun bile. Seni tanıdım, bu sensin.
Otobüs durağı -ilginçtir ama- boş. Ya birileri vardı, otobüs geldi ve gittiler ya da o birileri hiç gelmedi. Kimsenin olmadığı yerde durma, yürü. Nereye? Bir öncekine. Bir önceki durağın cazibesi bir öncekiliğidir. Ellerin ceplerinde bir türkü tuttur fakat kimsenin anlamasını bekleme. Arada saatini gizle ve birilerine saatin kaç olduğunu sor ki yeni sesler girsin kulağına; canlı ve orijinal insan sesi -şu kulaklıktakilerden değil anlayacağın-. Başını yolu ve önünü görebilmek için kaldır. İşte şu gelen otobüs olmalı. Hani sen iki durağın tam ortasındayken, bir ses duyarsın da kamyon olması için dua edersin içinden hani kaldırırsın da başını bir kez daha insansındır ve aksilikler… Bir önceki durak muhtemelen boşalmıştır, bekleyenler gelen ilk otobüse binmişlerdir ve hiç kimsenin senin düşüncelerinden haberi yoktur. Gereksiz inat ve kırgınlıkla dönersin bir sonrakine ve beklersin.
Üç, iki, bir, sıfır… Zaman seni solladı yine, sen bekleyedur. Bir yerlerde mühim şeyler başlıyor ve bitiyor. Sen anlayamıyorsun. İki saat arasına sıkıştırılmış çünkü mühim şeyler ve iki duvar arasına. Sokaklara taşmaz yani. Mutlaka bir bina olmalıdır bir de vakti. Anlıyor musun?
Uyulması gereken kurallar varken seni hayrete düşürecek bir anın olamayacağını düşünmüştün, işte tam da burada. Yanılıyorsun. Bugün hiç de öyle olmayacak. Seni daha da dinginleştirecek hayretlerin olacak. Zaman geçse de haydi sen de git yine gitmen gereken yerlere. Aç kitabını ve başla okumaya.