Mustafa Köneçoğlu – Kıraat Farkı
Ne hayatla pişti oldum ben ne eküri ne yaşadım fifty fifty
kelimelerime karşılık bulamadım üzgünlüğüm ondandır
meğer eli sopalı bir öğretmenmiş benim acı diye bildiğim
meğer babanın daraltılmış ömrünü giymek oğulların kaderi
Şimdi dalmak için diyorum uyku mu kuyu mu daha derin
sana güven veriyor mu taklacı güvercinlerin şu bahar müjdeleri
yarına inanıyorsan eğer bu güne kızmakla başla günlük işine
fakat ustasız büyüdün sen ustasızlık aksatır senin de harflerini
Ben hep uzun koşmalara inandım ha uzun koşucu ha şair
yukarı atılan ve aşağı düşen her taşa alkış tutarken ahali
yumurtayı hangi ucundan kıracağımı bir türlü bilemedim
bir yumurtaya kırk gıdak çalanlardan sakındım da kendimi
Kısa şiirler yazdım hep uzun konuşmak töreye uygun değil
kimse beni buralı saymadı zaten ben de hiç oralı değilim
askerlik anılarına inanmam, reklamlara ve kumanda(n)lara
dünya dedikleri bir yutkunma yurdudur bir tek onu bilirim